Objective: In this retrospective study, we aimed to compare the short-term effect of antipsychotic drugs include typical and atypical antipsychotics on the prolactin levels.
Methods: Chart reviews of inpatients followed-up at Psychiatry Department of Ankara Ataturk Education and Research Hospital from January 2008 to January 2009 were examined in detail. Twenty-seven male and 42 female patients whose baseline and follow-up prolactin levels that were measured before and within the treatment period of first month and who had not used any drug less than one week (or not administrated depot antipsychotics less than one month) were enrolled.
Results: The repartition according to treatment is as follows: olanzapine (n=21), risperidone (n= 15), and quetiapine (n=10), aripiprazole (n=10) and typical antipsychotics (n=13). There are significant increases in prolactin levels of patients taking haloperidol and zuclopentixole, risperidone and olanzapine (p0.005) at the end of the first month.
Conclusions: Recent evidence showed that the typical antipsychotics and some atypicals (for example risperidone or amisulpiride) elevate serum prolactin levels while pine and aripiprazole are not associated with any increase in prolactin levels over its full dose range. In addition, literature data suggests that olanzapine can cause a transient elevation in serum prolactin levels. 1,2 Elevations in prolactin levels are clinically silent and yet the clinical effects of hyperprolactinemia can be disruptive and distressing. Clinicians should measure serum prolactin levels, should be considered hyperprolactinemia, and related side effects during the follow-up period.
Tipik ve atipik antipsikotiklerin prolaktin düzeyine etkilerinin karşılaştırılması
Amaç: Bu çalışmada tipik ve atipik antipsikotiklerin prolaktin üzerine kısa dönemdeki etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışmada Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nde Ocak 2008-Ocak 2009 tarihleri arasında yatırılarak tedavi edilen hastaların dosyaları geriye dönük olarak incelenmiştir. Tedavi öncesinde ve tedavinin birinci ayında kan prolaktin değerleri ölçülmüş ve en az bir haftadır (depo/uzun etkili antipsikotik alanlarda bir aydır) ilaç kullanmamış olan ve 69 hasta (27 erkek ve 42 kadın) çalışmaya alınmıştır.
Bulgular: Seçilen antipsikotik ilaca göre hastaların dağılımı olanzapin (s=21), risperidon (s= 15), ketiyapin (s=10), aripiprazol (s=10) ve tipik antipsikotikler (haloperidol, zuklopentiksol, s=13) şeklindeydi. Çalışmaya alınan hastalar arasında haloperidol, zuklopentiksol, risperidon ve olanzapin kullanılan hastaların kan prolaktin düzeyinde birinci ayın sonunda anlamlı artış bulunmuştur (p0.005).
Tartışma: Eldeki kanıtlar tipik ve bazı atipik antipsikotiklerin (risperidon ve amisülpirid) serum prolaktin düzeyini artırabilirken, aripiprazol ve ketiyapinin prolaktini artırmadığını göstermektedir. Literatürde olanzapinin de geçici artışlar yapabildiği bildirilmektedir. 1,2 Hiperprolaktinemi klinik belirti vermeyecek düzeyde olabileceği gibi, etkileri yıkıcı ve sıkıntı verici de olabilir. Bu nedenle klinisyenler hasta takibinde serum prolaktin düzeyini değerlendirmeli ve hiperprolaktinemi ilgili yan etkileri de göz önünde bulundurmalıdır. 3