Objective: Patients with schizophrenia often have impairments in recognition of facial emotions. Facial emotion identification (FEI) and facial emotion discrimination (FED) tests have been developed to evaluate the ability to perceive facial emotions. The aim of this study is to investigate the reliability and the validity of those tests in the context of Turkish culture.
Methods: Fifty patients with schizophrenia, and 50 healthy controls matched for age, gender and education level were included in the study. FEI and FED tests were administered to all participants by the same clinician, and they were repeated after fifteen days. Test-retest correlation coefficients were calculated for reliability analysis. McNemar and Kappa tests were used for each test item to measure the agreement and association between the first and last performances. The patients’ and the controls’ performance on FEI and FED tests were compared to evaluate validity.
Results: There were no statistically significant differences between the total scores of fırst and last performances on FEI and FED tests in both patient and control groups. Test-retest reliability coefficient was 0.90 for FEI and 0.70 for FED in patient group; 0.84 for FEI and 0.93 for FED in control group, respectively. When evaluated individually, there were no statistically significant differences betwen first and last performances for each test item. Kappa values for FEI items were between 0.61-0.90 in patient group, and 0.59-0.88 in control group respectively. Kappa values for FED items were between 0.60-1.00 in patient group, and 0.58-1.00 in control group respectively. In comparison to controls, patients performed significantly worse on the FEI and the FED total scores.
Discussion: FEI and FED tests were reliable and valid for patients with schizophrenia in Turkish culture. These tests can be successfully used for patients with schizophrenia to evaluate their ability to perceive facial emotions, and they will be useful tools for future studies on emotions in schizophrenia. (Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:116-123)
Yüzde Dışavuran Duyguların Tanınması ve Ayırt Edilmesi Testlerinin Türk toplumunda güvenilirlik ve geçerlilik çalışması
Amaç: Şizofreni hastalarının çoğunda başkalarının duygu dışavurumlarının algılanmasında bozukluklar vardır. Bu çalışmada, duygu dışavurumunun algılanmasını değerlendirmek için geliştirilmiş olan Yüzde Dışavuran Duyguların Tanınması Testi (YDTT) ve Yüzde Dışavuran Duyguların Ayırt Edilmesi Testi’nin (YDAT) Türk toplumunda güvenilirlik ve geçerliliğinin araştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Araştırmaya 50 şizofreni hastası ve yaş, cinsiyet, eğitim açısından eşleştirilmiş 50 sağlıklı kontrol alındı. YDTT ve YDAT testleri deneklere aynı araştırmacı tarafından on beş gün arayla iki kez üst üste uygulandı. Güvenilirlik analizi için test-tekrar test korelasyon katsayıları hesaplandı. Ayrıca her test maddesi için, ilk ve son testler arası uyumun değerlendirilmesi amacıyla, McNemar testi ve Kappa analizi yapıldı. Geçerliliği değerlendirmek için hastalar ve kontrollerin test performansları karşılaştırıldı.
Bulgular: Hasta ve kontrollerde YDTT ve YDAT ilk ve son test toplam puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu. Test-tekrar test güvenirlik katsayısı hasta grubunda YDTT için 0.90, YDAT için 0.70; kontrol grubunda YDTT için 0.84, YDAT için 0.93 idi. Test maddeleri tek tek değerlendirildiğinde ilk ve son yanıtlar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı, ilk ve son yanıtların uyumlu olduğu saptandı. YDTT maddeleri için kappa değerleri hasta grubunda 0.61-0.90, kontrol grubunda 0.59-0.88 arasında değişmekte idi. YDAT maddeleri için kappa değerleri hastalarda 0.60-1.00, kontrollerde 0.58-1.00 arasında idi. Hasta ve kontrol gruplarının toplam test puanları karşılaştırıldığında, hastaların kontrollere göre hem YDTT, hem de YDAT testlerinde anlamlı olarak daha düşük performans gösterdikleri saptandı.
Tartışma: YDTT ve YDAT testleri Türk toplumundaki şizofreni hastaları için güvenilir ve geçerli bulunmuştur. Bu testler şizofreni hastalarında yüzde dışavuran duyguların algılanmasındaki bozuklukların değerlendirilmesini sağlayarak bu yöndeki araştırmalarda önemli bir boşluğu dolduracaktır. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10:116-123)