ALPHA PSYCHIATRY

Quality of life in active and inactive cases with tuberculosis and its relationship to the levels of state-trait anxiety

1.

Erciyes Üniversitesi Halil Bayraktar Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, KAYSERİ

2.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, KAYSERİ

3.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, KAYSERİ

4.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı, KAYSERİ

Alpha Psychiatry 2008; 9: 22-30
Read: 824 Downloads: 535 Published: 05 May 2021

Objective: Tuberculosis affects all the predicted fields of quality of life like general health perception, bodily sense, psychological health, mental wellbeing and functionality of physical and social roles. The aim of this study is to evaluate quality of life (QOL) in outpatients with active and inactive tuberculosis and to search relations between QOL and state-trait anxiety level.

Methods: A hundred ninety six active, 108 inactive cases applying to dispensary for tuberculosis within a year and 196 healthy control group formed the extent of the study. In this study, questionnaire forms, SF-36 QOL scale and State-Trait Anxiety Inventory (STAI) was used.

Results: It was determined that in all fields of QOL, scores of control group were higher than patient groups’. This height is significant in all dimensions of SF-36 health status except for pain (p<0.05). QOL scores in physical and social functionality dimensions of inactive cases were higher than active cases (p<0.001). It was determined that average scores for males were higher than those for females in active cases and in all dimensions of SF 36 health status in the individuals forming the control group and in all dimensions of inactive cases except for social functionality. A significant difference was not found between the patients and the control groups from the scores of state-trait anxiety. The score of state-trait anxiety were found to be high in active female cases who are divorced or widows, in active female cases and inactive cases who live in rural areas. It was determined that there was a significant positive relationship between the score of state-trait anxiety and all dimensions of quality of life except for its limitations of emotional roles, but in inactive cases, between general health perception, vitality/ energy, limitations of emotional role and the field of mental health.

Conclusions: As in active cases, it was determined that quality of life of inactive cases was harmed, and in active cases there was a positive significant relationship between state-trait anxiety and all dimensions of quality of life except for limitations of emotional role, but in inactive cases between general health perception, vitality/energy, limitations of emotional role and the dimensions of mental health. (Anatolian Journal of Psychiatry 2008; 9:22-30)


Aktif ve inaktif tüberküloz olgularında yaşam kalitesi ve durumluk sürekli kaygı düzeyleri ile ilişkisi

Giriş ve amaç: Tüberküloz genel sağlık algısı, bedensel duyu, psikolojik sağlık, ruhsal huzur, fiziksel, sosyal ve rol işlevsellik gibi yaşam kalitesinin bütün alanlarını etkilemektedir. Bu çalışmanın amacı, aktif ve inaktif tüberküloz olgularının yaşam kalitesi düzeyini belirlemek, yaşam kalitesi ile durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.

Yöntem ve Gereç: Bu araştırmanın kapsamını, bir yıllık sürede, Kayseri Verem Savaş Dispanseri’ne başvuran 196 aktif ve 108 inaktif olgu ile 196 sağlıklı kontrol grubu oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen bir anket formu ile SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Durumluk  Süreklik Kaygı Envanteri kullanılmıştır.

Bulgular: Yaşam kalitesinin bütün boyutlarında kontrol grubunun puanlarının hasta gruplarınınkinden daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu farklılık SF-36 sağlık statüsünün ağrı dışındaki bütün boyutlarında anlamlıdır (p<0.05). İnaktif olgularda, fiziksel ve sosyal işlevsellik puanları aktif olgulara göre daha yüksek bulunmuştur (p<0.001). Aktif olgularda ve kontrol grubunda SF-36 sağlık statüsünün bütün boyutlarında, inaktif olgularda ise sosyal işlevsellik dışındaki bütün boyutlarında erkeklerin ortalama puanları kadınların puanlarından daha yüksek bulunmuştur. Durumluk sürekli kaygı puanları yönünden hasta ve kontrol grupları arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Aktif olgularda kadınlarda, inaktif olgularda kırsal kesimde yaşayanlarda durumluk kaygı puanları; aktif olgularda boşanmış veya dul olanlarda sürekli kaygı puanları yüksek bulunmuştur. Aktif olgularda sürekli kaygı puanı ile yaşam kalitesinin emosyonel rol sınırlamaları hariç bütün boyutlarında; inaktif olgularda ise genel sağlık algısı, enerji/canlılık, emosyonel rol sınırlamaları ve mental sağlık boyutları arasında pozitif yönde anlamlı ilişki saptanmıştır.

Sonuç: Aktif olgularda olduğu gibi, inaktif olguların da yaşam kalitesinin bozulduğu, aktif olgularda sürekli kaygı puanı ile yaşam kalitesinin emosyonel rol sınırlamaları hariç bütün boyutlarında; inaktif olgularda ise genel sağlık algısı, enerji/canlılık, emosyonel rol sınırlamaları ve mental sağlık boyutları arasında pozitif yönde anlamlı ilişki saptanmıştır. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2008; 9:22-30)

Files
EISSN 2757-8038