Subject: Medications have some unwanted adverse effects. Psychotic disorders are one of them. Generally, these are classified as the psychotic disorders due to psychoactive substance use. Hormonal drugs like gonodotropins also cause psychotic disorders. Allthough these drugs rarelly cause psychotic phenomenons, the true diagnosis and treatment of this disorder have a positive effect on the prognosis of the patient. In this report, A case, who showed psychotic signs and symptoms after the use of triptoriline asetate (TA), a LH-releasing hormone analogue, is presented.
Method: A 26 year old woman treated with long acting IM form of TA due to the endometriozis showed psychotic symptoms and signd in the first week of treatment. Patient who had no psychiatric history was admitted to the hospital and diagnosed as psychotic disorderdue to psychoactive substance use according to DSM-IV criteria. Findings: In addition to previous complaints including restless, distress and imsomnia, delusion of persecution and auditory hallucinations which was compatible with hallucinations appeared. Because no other secondary factor which could explain the condition existed, hormone replacement treatment was stopped and antipsychotic medication was administrated. Due to undesired extrapyramidal adverse effects observed during haloperidol and risperidon treatment, olanzapin was chosen for followup treatment. Within two months, it was observed that clinical condition improved appearently. Inside wiew about psychotic life also improved. In addition to pharmacological treatment, supplementary behavioral treatment modalities were applied as outpatient basis.
Result: Psychotic disorder was thought to be resulted from gonadothyropin use in scope of inexistence of any other factor which could explain the condition that could be obtained from history, physical examination, electrophysiological and biochemical tests and brain imaging. Close relation between onset of complaints and hormon replacement and good response to treatment also supported the diagnosis.It is necessary to make a careful evaluation in similar cases because they may mimic functional psychotic disorder.If necessary,hospitalisation of patient may comfirm the diagnosis and also improve the prognosis. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2003; 4:186-189)
Gonadotropin salıverici hormon agonistlerinin kullanımına bağlı psikotik bozukluk: Olgu sunumu
Amaç: Hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar zaman zaman istenmeyen yan etkilere yol açabilmektedir. Bunlar arasında psikotik bozuklukların olması da dikkat çekicidir. Bu tür durumları genel olarak psikoaktif madde kullanımına bağlı psikotik bozukluklar başlığı altında toplamak mümkündür. Gonadotropinler gibi hormonal ilaçlar da psikotik bozukluğa yol açan maddeler arasında yer almaktadır. Bu ilaçlar nadiren böyle bir bozukluğa yol açabilmelerine karşın, ortaya çıkan durumun tanınması ve doğru tedavisi hastanın prognozunu olumlu yönde etkilemektedir. Bu çalışmada bir LH Salıverici Hormon (RH) analoğu olan triptoriline asetat kullanımından sonra psikotik belirti ve bulgular gösteren bir olgunun aktarılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Endometriozis tanısı ile tedavi görmekte olan 26 yaşındaki hastada, triptoriline asetat adlı ilacın uzun etkili kas içi formunun uygulanmasını takip eden ilk hafta içinde, psikotik belirti ve bulgular gözlenmeye başlanmıştır. Yatırılarak izlenen ve özgeçmişinde herhangi bir psikiyatrik sorunu olmayan vakanın DSM-IV tanı ölçütlerine göre “psikoaktif madde kullanımına bağlı psikotik bozukluk” olabileceği düşünülmüştür
Bulgular: Hastanın huzursuzluk, sıkıntı ve uykusuzluk yakınmalarıyla başlayan tablosuna kötülük görme hezeyanları ve 2 gün süren hezeyanlarının içeriğine uygun işitsel varsanılar eklenmiştir. Kullandığı ilaç dışında durumunu açıklayacak herhangi bir ikincil etken bulunamaması nedeniyle hormon ilacı kesilerek antipsikotik tedaviye başlanmıştır. Haloperidol ve risperidonla ekstrapiramidal sisteme ait çeşitli yan etkiler gözlenmesi nedeniyle tedaviye olanzapin ile devam edilmiştir. İki aylık bir süre içerisinde durumunun oldukça belirgin bir şekilde düzeldiği saptanmıştır. Psikotik yaşantısına dair önemli oranda içgörüsü gelişmiştir. Farmakolojik tedaviye ek olarak destekleyici ve ruhsal eğitsel tedavi yaklaşımları uygulanarak izlenmeye başlanmıştır.
Sonuç: Hastanın öyküsü, fizik muayenesi, elektrofizyolojik, beyin görüntüleme ve biyokimyasal tetkikleri sonucunda psikotik tablosunu açıklayacak başka bir etken saptanmaması, semptomatoloji ve hormon ilacı kullanımı arasındaki zamansal ilişki, tedaviye alınan yanıt gibi veriler tanının gonadotropin kullanımına bağlı psikotik bozukluk olduğunu düşündürmektedir. İşlevsel bir psikotik tabloyu taklit edebilmesi nedeniyle benzeri durumlarda dikkatli bir değerlendirme yapmak gerekmektedir. Gerekirse hastaların yatırılarak izlenmesi tanıyı netleştirebileceği gibi prognozu da olumlu yönde etkileyecektir. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2003; 4:186-189)