Objective: The aim of this naturalistic study was to compare the influence of haloperidol and new generation antipsychotics on prolactin levels is in patients with schizophrenia or delusional disorder.
Methods: The participants were 109 patients who were drug free at least for one week (for depot/long action antipsychotic users, drug free at least one month) at the beginning. The data of 64 patients who were receiving haloperidol, clozapine, olanzapine, risperidone, quetiapine or sulpiride were analyzed. No intervention was made to the treatment regimens of the patients. The blood prolactin levels of the patients were measured at the beginning and after the second month of the treatment who had complied with the treatment regimens.
Results: In haloperidol, risperidone, and sulpiride groups, the blood prolactin level was found to be increased significantly after two months. There were no significant changes in prolactin levels among clozapine, olanzapine and quetiapine receivers two moths later.
Conclusion: Within the widespread use of antipsychotics in schizophrenia and other psychotic disorders, the endocrinological side effects related with drug use like hyperprolactinemia should be kept in mind. Hyperprolactinemia without any comorbidity is not seen a serious problem to cease the treatment. However, the treatment should be revised in a patient with hyperprolactinemia and if needed, further endocrinological examinations should be made. (Anatolian Journal of Psychiatry 2008; 9:44-48)
Yeni antipsikotikler ve haloperidolün prolaktin üzerindeki etkilerinin karşılaştırılması
Amaç: Bu natüralistik izleme çalışması ile, şizofreni veya sanrılı bozukluk tanılı hastalarda haloperidol ve yeni antipsikotiklerin prolaktin düzeyi üzerindeki etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışmaya en az bir haftadır (depo/uzun etkili antipsikotik alanlarda bir aydır) ilaç kullanmayan 109 hasta ile başlanmış, sonuçta klasik antipsikotik kullanan hastalardan haloperidol alanlarla, yeni antipsikotik ilaçlardan klozapin, olanzapin, risperidon, ketiyapin veya sülpirid kullanan 64 hasta istatistiksel değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Hastaların tedavi protokollerine müdahale edilmemiştir. Çalışmanın başlangıcında ve en az 2 ay sonra, ilacını düzenli kullanan hastaların prolaktin değerleri ölçülmüştür.
Bulgular: Çalışmaya alınan hastalar arasında haloperidol, sülpirid ve risperidon kullananların kan prolaktin düzeyinde iki ay sonra anlamlı artış bulunmuştur. Klozapin, olanzapin ve ketiyapin kullanan hastaların prolaktin düzeyinde çalışma öncesine göre, iki ay sonra herhangi bir değişiklik bulunmamıştır.
Sonuç: Antipsikotiklerin, şizofreni ve diğer psikotik bozuklukların tedavisinde yaygın kullanımıyla birlikte hiperprolaktinemi gibi endokrin yan etkiler akılda tutulmalıdır. Eşlik eden başka bir belirti olmaksızın hiperprolaktinemi, çoğu zaman ciddi ve ilacı kesmeye neden olacak bir sorun olarak görülmemektedir. Yine de hiperprolaktinemi saptanan hastalarda tedavi gözden geçirilmeli ve gerek görülürse ileri endokrinolojik değerlendirme yapılmalıdır. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2008; 9:44-48)