ALPHA PSYCHIATRY

Childhood traumatic experiences, dissociation and obsessivecompulsive symptoms in non-clinical samples

1.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, VAN

2.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, VAN

Alpha Psychiatry 2008; 9: 75-83
Read: 892 Downloads: 524 Published: 07 May 2021

Objective: The childhood traumatic experiences may have a triggering role in the beginning of obsessivecompulsive symptoms. Besides, dissociation that is related to the childhood traumatic experiences may also be influential on obsessive-compulsive symptoms. This study has been carried out to determine the relation between childhood traumatic experiences, dissociative experiences and obsessive-compulsive symptoms among university students.

Methods: The sample of the study is consisted of 277 representative university students, 139 of whom are female and 138 of whom are male. In order to collect the data, the participants were applied Dissociative Experiences Scale (DES), Childhood Trauma Questionnaire (CTQ-53), Padua Inventory (PI) and White Bear Suppression Inventory (WBSI).

Results: When the correlational coefficients found between OC symptoms and childhood traumatic experiences are generally considered, they are found lower than dissociations and OC symptoms. As the result of regression analyses, both traumatic and pathological dissociation points are found to have less relational to OC symptoms, whereas non-pathological dissociation (absorption) appeared to be in more meaningful relation with OC symptoms.

Discussion: These results indicate that non-pathological dissociation has more relationship to OC symptoms than childhood traumatic experiences and pathological dissociation which is an expected result of the trauma. (Anatolian Journal of Psychiatry 2008; 9:75-83)


Klinik olmayan örneklemde çocukluk çağı travmatik yaşantıları, dissosiyasyon ve obsesif-kompulsif belirtiler

Amaç: Çocukluk çağı travmatik yaşantıları, obsesif-kompulsif (OK) belirtilerin başlangıcında tetikleyici bir rol üstlenebilir. Ayrıca, çocukluk çağı travmatik yaşantıları ile ilişkilendirilen dissosiyasyon da OK belirtiler üzerinde etkili olan bir durum olabilir. Bu çalışma üniversite öğrencilerinde çocukluk çağı travmatik yaşantıları, dissosiyatif yaşantılar ve obsesif-kompulsif belirtiler arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır.

Yöntem: Üniversite örneklemini temsil eden 139 kız ve 138 erkekten oluşan toplam 277 üniversite öğrencisi çalışmanın örneklemini oluşturdu. Verilerin elde edilmesi için katılımcılara, Dissosiyatif Yaşantılar Ölçeği (DES), Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği (CTQ-53), Padua Envanteri (PE) ve Beyaz Ayı Supresyon Envanteri (BASE) uygulandı.

Bulgular: Obsesif Kompulsif (OK) belirtiler ile çocukluk çağı travmatik yaşantıları arasında bulunan bağıntı katsayıları genel olarak değerlendirildiğinde, dissosiyasyon ve OK belirtileri arasında bulunan değerlere oranla daha düşük bulundu. Regresyon analizleri sonucunda hem travma puanları, hem de patolojik dissosiyasyon puanları OK belirtiler ile daha az ilişkili bulunurken, patolojik olmayan dissosiyasyon (soğurma) ile OK belirtiler arasında daha anlamlı düzeyde ilişkiler ortaya çıktı.

Tartışma: Bu sonuçlar, patolojik olmayan dissosiyasyonun OK belirtiler ile çocukluk çağı travmatik yaşantıları ve onun beklenen sonucu olan patolojik dissosiyasyondan daha fazla ilişkili olduğu sonucunu ortaya koymaktadır. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2008; 9:75-83)

Files
EISSN 2757-8038