Objective: The aims of the present study were to present the follow-up findings of abuse cases whose legal reporting procedures initiated by clinicians, to inform about the way of legal reporting procedures and to discuss this subject from legal, ethical and treatment point of views.
Methods: Sixteen abuse cases whose legal reporting procedure was initiated by physicians were included in the study. Data were gathered from patient file records, retrospectively.
Findings: The causes for the legal reporting were sexual abuse in 81.3% (n=13), neglect in 18.8% (n=3), physical abuse in 6.3% (n=1) and emotional abuse in 6.3% (n=1) of the cases. Among these cases, 33.8% (n=7) were dislodged from the milieu of abuse, where as 81.3% (n=13) of them were taken under custodial care of social services. There was not any follow-up information about 18.8% (n=3) of the cases, 81.3% (n=13) of cases have been treated for their psychiatric symptoms.
Conclusion: On the contrary of the anticipation of many people, legal reporting procedures may be useful for most of the abuse cases. The law for mandatory reporting of abuse and the ways of legal procedures should be considered and included in general medical curriculum. Clinical studies including large samples are warranted in this issue to reflect the exact nature of the abuse in society. (Anatolian Journal of Psychiatry 2008; 9:1-7)
Çocuk istismarı, ruh sağlığı ve adli bildirim zorunluluğu
Amaç: Bu çalışmada adli sürecin başlatıldığı çocuk ve ergen ruh sağlığı hastalarının izleme bulguları ile ilgili bilgi vermek, adli sürecin başlatılmasında izlenen yolu aktarmak, konuyu etik, adli ve tedavi boyutları ile tartışmak amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışmaya adli sürecin hekim tarafından başlatıldığı 16 olgu alındı. Bu olguların dosya kayıtları geçmişe dönük taranarak bilgilere ulaşıldı.
Bulgular: Adli bildirim nedenleri %81.3 (n=13) cinsel istismar, %18.8 (n=3) ihmal, %6.3 (n=1) fiziksel istismar ve %6.3 (n=1) duygusal istismar şeklindeydi. Adli süreçte olguların %33.8’i (n=7) istismarın yaşandığı ortamdan uzaklaştırıldı, %81.3’ü (n=13) koruma altına alındı. Olguların %18.8’i (n=3) bildirimden sonra izlenemedi, %81.3’üne (n=13) ruhsal tedavi uygulandı.
Sonuçlar: Adli süreç korkulanın aksine çoğu kez çocuğun ve gencin yararına olabilir. Ruh sağlığı yasal sorumlulukları ve adli bildirim süreçleri ile ilgili konulara lisans eğitimi içinde yer verilmelidir. Bu konuda daha geniş örneklemlerle daha sistemli takip çalışmalarına gereksinme vardır. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2008; 9:1-7)