Objective: Menstruation which is recognized as the symbol of fertility brings about several psychological and physical changes. This study was planned for the purpose of examining the prevalence of premenstrual syndrome (PMS) in adolescents, and the relationship between PMS and depression risk.
Methods: This descriptive type of study's population included 469 subjects; 335 students from the departments of midwifery and 134 students from education faculty. No method of sampling from the population was done, all 331 students (71%) who were at school on the days when the survey was administered and agreed to participate in the research were included in the sample. Research data were obtained using a sociodemographic characteristics student information form developed by the researchers, the Premenstrual Syndrome Scale (PAF) and the General Health Questionnaire12 (GHQ-12).
Results: In this study the adolescents' PMS prevalence was determined to be 62.5%, their depression risk was 48%. the association between PMS and the depression was statistically significant. The depression risk of the women with PMS is 84% and of the ones without PMS is 16%. This finding has indicated that PMS may form a susceptibility to depression. Moreover, there was a significant relation between the total scores of PAF and GHQ-12 of the participants . No statistically significant relationship was determined between the presence of PMS and age, the school of students , year of school, and living place.
Conclusion: In this study PMS was determined to increase depression risk. Screening for PMS in adolescents may be useful for decreasing the risk of depression in adolescence. (Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:55-61)
Adolesanlarda premenstruel sendrom yaygınlığı ve depresyon riski arasındaki ilişki
Amaç: Kadın doğurganlığının simgesi olarak kabul edilen menstruasyon döneminde, ruhsal ve bedensel bir takım değişiklikler yaşanmaktadır. Bu çalışma adolesanların premenstruel sendrom (PMS) yaygınlığını ve PMS ile depresyon riski arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla planlanmıştır.
Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan çalışmanın evrenini Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü’ndeki 335 öğrenci ile Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda eğitimini sürdüren 134 öğrenci olmak üzere toplam 469 kişi oluşturmuştur. Evrenden örneklem seçimi yapılmamış, anketin uygulandığı günlerde okulda bulunan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 331 (%71) öğrenci çalışmaya alınmıştır. Araştırmanın verileri, araştırmacılar tarafından oluşturulan sosyodemografik özelliklere ilişkin tanıtım formu, Premenstrüel Sendrom Ölçeği (PMSÖ) ve Genel Sağlık Anketi-12 (GSA-12) kullanılarak elde edilmiştir.
Bulgular: Çalışmada adolesanların PMS yaygınlığı %62.5, depresyon riski %48 olarak bulunmuştur. PMS ve depresyon riski arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir ilişki olduğu saptanmıştır (χ 2 =58.20, p<0.01). PMS olanların %84’ünde, PMS olmayanların %16’sında depresyon riski olduğu belirlenmiştir. Bu bulgu PMS’nin depresyona yatkınlık oluşturabileceğine işaret etmektedir. Ayrıca katılımcıların PMSÖ toplam puan ortalamaları ve GSA-12 toplam puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir ilişki bulunmuştur (r=0.573, p<0.001). PMS varlığı ile yaş, öğrenim görülen bölüm, devam ettikleri sınıf ve şu an yaşadıkları yer arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki saptanmamıştır.
Sonuç: Araştırmada, PMS’nin depresyon riskini arttırdığı saptanmıştır. PMS’nin adölesan dönemde taranmasının depresyon riskini azaltma açısından faydalı olacağı düşünülebilir. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10:55-61)