Contemporary opinions which are prevailing in psychiatry handle the obsessive compulsive disorder from a positivist-empiricist point of view and such attitudes cause an inconsistent and unintegrated vista about the com-piling information concerned with the disorder. The importance of the culture-sensitive approaches about OCD is being neglected in contemporary researches and clinical practices. It can be asserted that, to establish a working cooperation between psychiatry and humanities, as done before with neuroscience, physiology, biochemistry and pharmacology, will procreate quite effective results in the field of OCD research. Embracement of the culture-sensitive approach while handling the OCD will provide momentous contributions, not only for the endeavors about understanding the disorder entirely, but also for the treatment of the disorder. (Anatolian Journal of Psychiatry 2010; 11:360-366)
Kültüre duyarlı yaklaşımın obsesif kompülsif bozukluktaki önemi
Bugün egemen olan psikiyatrik anlayış obsesif kompülsif bozukluğu (OKB) olgucu (positivist) ve deneyci (empiri-cist) bir bakış açısıyla ele almakta, bu da bozuklukla ilgili biriken bilgilerin bütünlükten yoksun ve tutarsız gibi görünmesine yol açmaktadır. OKB’nin ele alınmasında kültüre duyarlı yaklaşımın önemi çağdaş psikiyatrik araştır-ma ve uygulamalarda ihmal edilmektedir. OKB alanında, sinirbilim, fizyoloji, biyokimya, farmakoloji gibi bilim dalla-rıyla olduğu kadar, insan bilimlerindeki ilgili araştırmacılarla eşgüdüm halinde çalışılmasının verimli sonuçlar sağlayacağı söylenebilir. OKB konusunda kültüre duyarlı bir yaklaşımın benimsenmesi yalnız bozukluğun doğru biçimde anlaşılmasına değil, aynı zamanda tedavisine de önemli katkılar sağlayacaktır. (Anadolu Psikiyatri Derg 2010;11:360-366)