Objective: Stigma is behaving discriminately to come down, see lower or speak ill of one in general. Stigma process was figured in four steps: (1) people distinguish and label human differences; (2) dominant cultural beliefs link labeled persons to undesirable characteristics that form the stereotype; (3) labeled persons are seen as an out-group, as “them” and not “us”; and (4) labeled persons experience status loss and discrimination that lead to unequal outcomes. We aimed to investigate the attitudes, prejudice, and opinions of medical students towards suicide attempters.
Methods: Medical students in AKU were included in the study. The participants were asked to fulfill social distance, skillfulness, and dangerousness scales.
Results: Two hundred-thirty four medical students were enrolled in the study. Forty of the students had obtained psychological support while 194 of them had not. A hundred twenty of the students had a met a suicide attempter before while 114 of them had not. The negative attitudes in medical students, “renting a room of their home to a suicide attempter”, “supervising to their children from a suicide attempter for few hours” and “let their children marry with a suicide attempter” were 79.1%, %90.1 and 85%, respectively. 51.7% of the students had a thought that “the hearing and speech abilities of suicide attempters are unsuccessful and 54% of them “they can not control their rage”. Furthermore, 60.3% of students thought, “suicide attempters are impulsive”.
Discussion: The results among stigma in medical students do not give hope. In a review, four factors that contribute to stigma were defined as: dangerousness, unable to follow social roles, they are seen as responsible for their conditions, and poor prognoses. In our study, 70-90% of the respondents were probably/definitely unwilling to “to hire a room”, “to supervise your children” or “to allow your children marry with” such a person. Thus, these attitudes might disturb the social interaction of the suicide attempters.
Daha önce özkıyım davranışında bulunanlara tıp fakültesi öğrencilerinin bakışı
Giriş: Damgalama bir kişiyi diğerlerinden ayıracak şekilde o kişinin gözden düşürülmesi, diğer insanlardan aşağı görülmesi, genel anlamda kötülenmesidir. Damgalama süreci dört bileşenin üzerinde şekillendirilmiştir: a) kişi, kişiyi tanımlar ve bireysel farklılıkları sınıflar, b) kişi, farklılıkları istenmeyen özelliklerle ilişkilendirir, c) sınıflanan kişi grup dışı bırakılır: “bizden” değil “onlardan”, d) böylece sınıflanmış kişiler statü kaybı ve ayrımcılık yaşar. Daha önce özkıyım davranışında bulunmuş kişilere karşı tıp fakültesi öğrencilerinin bakış açıları, tutumları ve ön kabullerinin araştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışmaya Afyonkarahisar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenim gören öğrenciler alındı. Katılmayı kabul eden öğrencilerden sosyal uzaklık beceri değerlendirme ve tehlikelilik ölçeklerini doldurmaları istendi.
Bulgular: Çalışmaya toplam 234 tıp fakültesi öğrencisi katıldı. Öğrencilerden 40’ı daha önce ruhsal destek almış, 194’ü destek almamıştı. Yüz yirmi kişi daha önce intihar girişiminde bulunan birisi ile karşılaşmış, 114 kişi karşılaşmamıştı. Tıp öğrencilerinde “evlerinin bir odasını intihar girişiminde bulunmuş bir kişiye kiralama”, “çocuklarına birkaç saatliğine bakmasına” ve “çocuklarının daha önce intihar girişiminde bulunmuş birisiyle evlenmesi” konularına olumsuz yanıt oranı sırasıyla %79.1, %90.1 ve %85 idi. Öğrencilerin %51.7’si daha önce intihar girişiminde bulunanların “konuşma ve dinleme becerilerinin kötü” olduğunu ve %54’ünün “öfkelerini kontrol edemediğini” düşünmekteydi. Dahası, %60.3 öğrenci bu kişilerin “impulsif” ve %70’i “önceden kestirilemez” olduklarını düşünmekteydi.
Tartışma: Damgalama davranışı konusunda sonuçlar tıp öğrencilerinde umut vermemektedir. Bir derlemede, damgalamaya katkı yapan dört faktör tehlikelilik, sorumluluk (davranış ve ruhsal sorunları olan hastaları kendi durumları için daha fazla sorumlu tutmaya eğilim vardır), kötü prognoz, sosyal etkileşimin bozulması olarak tanımlanmıştır. Bizim çalışmamızda katılımcılar “böyle birisine evinin bir odasını kiralama”, “böyle birisinin çocuğunuza bakmasına”, “çocuğunuzun böyle birisi ile evlenmesine” %70-90 oranında muhtemelen/ kesinlikle istemem yanıtı vermiştir. Bu durumun özkıyım girişiminde bulunmuş kişinin sosyal etkileşimini daha da bozacağı açıktır.