Objective: It is aimed to determine the attitudes of the students of the school of health toward depression.
Method: The study was carried out in Celal Bayar University School of Health. The sample consisted of 268 students. A questionnaire which was designed by the authors was used. The questionnaire has 12 items for sociodemographic features and health condition, 18 items for depression.
Results: Related to depression vignette, 78% of participant stated that the case has a mental disease, three-fourths of them stated that this condition arise from social problems, and more than half of them stated that it is due to the weakness of personality. Eighty-seven per cent expressed that everybody may experience such complaints sometimes, eighty-one per cent stated that there is a condition of extreme worry, and sixty-six per cent stated that such persons can not make correct decision on their own life. Ninety-four per cent of the subjects stated that this condition is a treatable one and fourty per cent stated that they must be absolutely hospitalized.
Conclusion: It has seen that the students of Health School consider the depressive case vignette as a mental disease. Their interpretation about this case is generally positive. But it is determined that the students have an opinion that the case involved must be treated as inpatient and they have no adequate information about the difference between psychologist and psychiatrist. (Anatolian Journal of Psychiatry 2003; 4:87-97)
Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin depresyona yönelik tutumları
Amaç: Bu çalışmada sağlık yüksekokulu öğrencilerinin depresyon ile ilgili tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Araştırma Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formu kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya 268 öğrenci katılmıştır. Anket formunda sosyodemografik bilgiler ve sağlık bilgileri ile ilgili 12, depresyonlu hasta ile ilgili 18 madde bulunmaktadır.
Bulgular: Depresyonlu olgu örneği ile ilgili olarak katılımcıların %78’i olguda ruhsal bir hastalık olduğunu belirtmiştir. %74’ü klinik tablonun sosyal sorunlardan, %54’ü kişilik yapısının zayıflığından kaynaklandığını düşünmektedir. %87’si benzer yakınmaları zaman zaman herkesin yaşayabileceğini, %81’i olguda aşırı üzüntü halinin bulunduğunu bildirmiştir. %66’sı benzer yakınmaları olan kişilerin hayatları ile ilgili doğru kararlar alamayacağını düşünmektedir. %94’ü klinik tablonun tedavi edilebilen bir durum olduğunu, %40’ı bu hastaların mutlaka hastaneye yatırılarak tedavi edilmeleri gerektiğini düşündüğü gözlenmiştir.
Sonuç: Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin depresyonlu olgu örneğine bir ruhsal hastalık olarak baktığı, depresyonlu olgu örneğine bakış açısının genelde olumlu olduğu görülmüştür. Ancak öğrencilerin olgunun tedavisinin hastanede yatırılarak yapılması gerektiğini düşündüğü, psikolog ve psikiyatrist kavramları konusunda bilgi eksiklerinin bulunduğu görülmüştür. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2003; 4:87-97)