Objective: The aim of this study was to investigate the sociodemographic and clinical characteristics of patients who applied to the Geropsychiatry Unit of Gaziantep University Faculty of Medicine.
Methods: Over 65 years age patients’ medical records, who applied to Geropsychiatry Unit were evaluated retrospectively.
Results: Over 65 years of age, of the patients, 61.4% were female, 50.9% were illiterate, and 82.5% had social reassurance. According to the DSM-IV criteria there was only one disorder in 66.6% patients (n=38). Those were, anxiety disorders (31.6%, n=18), depression (10.5%, n=6), dementia (17.5%, n=10), and bipolar disorder (7.0%, n=4). 33.4% of (n=19) the patients had comorbid disorders. Those were anxiety-depression (17.5%, n=10), dementiadepression (8.8%, n=5), dementia-anxiety (3.5%, n=2), and bipolar disorders-anxiety (3.5%, n=2).
Conclusions: There has not been any study, evaluating the sociodemographic features of the patients who applied to a specialized clinic in Southeastern Anatolia and our research differs from the other studies from this aspect. In this study, depression and anxiety disorder were determined commonly in geriatric patients. Providing we are aware of the psychiatric disorders encountered, we will also be able to reach the right diagnoses and treatments in this group. (Anatolian Journal of Psychiatry 2007; 8:179-185)
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Yaşlılık Psikiyatrisi Birimi’ne başvuran hastaların sosyodemografik ve klinik özellikleri
Amaç: Bu çalışmada Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Yaşlılık Psikiyatrisi Birimi’ne başvuran hastaların sosyodemografik ve klinik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Ocak 2004- Aralık 2005 tarihleri arasında yaşlılık psikiyatrisi birimine başvuran 65 yaş ve üstündeki hastaların tıbbi kayıtları geriye dönük olarak incelendi.
Bulgular: Atmış beş yaş ve üstündeki hastalardan %61.4’ü kadındı, %50.9’u okuryazar değildi, %82.5’inin sosyal güvencesi vardı. DSM-IV tanı ölçütlerine göre, olguların %66.6’sında (n=38) tek bir psikiyatrik bozukluk vardı. Bunlar anksiyete bozukluğu (%31.6, n=18), bunama (%17.5, n=10), depresyon (%10.5, n=6), iki uçlu bozukluk (%7.0, n=4) olarak tanımlandı. Bu hastaların %33.4’üne (n=19) ek psikiyatrik hastalık eşlik ediyordu. Bunlar anksiyete-depresyon (%17.5, n=10), bunama-depresyon (%8.8, n=5), bunamaanksiyete (%3.5, n=2), iki uçlu bozukluk-anksiyete (%3.5, n=2) idi.
Sonuç: Yaşlı hastalarla ilgili yapılmış sosyodemografik ve klinik çalışmalar bulunmasına karşın, bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de özelleşmiş yaşlılık psikiyatrisi birimiyle ilgili yapılmış bir sosyodemografik ve klinik veri dökümü yoktur. Bizim çalışmamız bu anlamda farklılık göstermektedir. Bu çalışmada, yaşlı hastalarda depresyon ve anksiyete bozukluğu yaygın olarak saptanmıştır. Bu grupta rastlanan psikiyatrik hastalıkların farkında olursak doğru tanı ve tedavilere ulaşabiliriz. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2007; 8:179-185)