Objective: We aimed to determine the levels of seasonal mood alterations, generalized and obsessive anxiety in asthmatic patients.
Methods: This study was done in the Department of Chest Disease of Dicle University Hospital. Study group consisted of 50 consecutive adult asthmatic patients, and Control group included randomly selected 50 adult persons who had no chronic disease and severe acute complaints. Personal Information Form, Seasonal Pattern Assessment Questionnaire (SPAQ), Trait Anxiety Inventory (TAI) and Maudsley Obsessive Compulsive Questionnaire (MOCQ) were applied to the participants.
Results: Study group was consisted of 26 women and 24 men. Significant difference was found between two groups, in the score of mood item of the SPAQ (p=0.043). Days with moisture and days with higher pollen gave burden to daily life of patients (respectively p=0.007, p=0.028). The mean score of TAI was higher in the study group (p=0.038). Amongst all subscales of MOCQ, difference was found only in the rumination subscale (p=0.002). Positive correlations were found between total point of seasonality and mood subscale (p<0.001) and between total point of seasonality and TAI (p=0.005). In the study group, there was a positive correlation between scores of rumination sub-scale and TAI (p<0.001), mood (p=0.012), discomfort of high pollen-days (p=0.034), and total score of seasonality (p<0.001). Additionally, "the best feeling" was found more frequent in the summer months for the study group and in the spring months for the control group. "The worst feeling" was notified more frequently in the spring, fall and winter in the study group.
Conclusions: Days with moist and higher pollen creates noticeable trouble in the patients. Patients had more trouble in winter and spring months, however control subjects had more distress in dry and hot summer months. Asthmatic patients have more anxiety than control group, and their anxiety shows generalized and ruminative features. Also, ruminative anxiety generally related to high pollen days and mood worsening. (Anatolian Journal of Psychiatry 2004; 5:22-27)
Astımlı hastalarda mevsimsel duygudurum değişikliği, genelleşmiş ve obsesif anksiyetenin incelenmesi
Amaç: Astımlı hastalardaki mevsimsel duygudurum değişikliği, genelleşmiş ve obsesif anksiyete düzeylerini belirlemeyi amaçladık.
Yöntem: Çalışma Dicle Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nde gerçekleştirildi. Çalışma grubu astımlı 50 erişkin hastadan, kontrol grubu ise kronik hastalığı ve şiddetli akut yakınması olmayan 50 erişkin kişiden oluştu. Katılımcılara Kişisel Bilgi Formu, Mevsimsel Gidiş Değerlendirme Formu (MGDF), Sürekli Kaygı Envanteri (SKE) ve Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi (MOKSL) uygulandı.
Bulgular: Çalışma grubu 26 kadın, 24 erkek erişkinden oluştu. İki grup arasında MGDF'nun "mizaç" maddesi puanlarında fark saptandı (p=0.043). Nemli günler ve yüksek polenli günler hastaların günlük hayatında zorluk oluşturmaktaydı (sırasıyla p=0.007, p=0.028). SKE puan ortalaması çalışma grubunda daha yüksekti (p=0.038). MOKSL’nin alt ölçeklerinden sadece ruminasyon alt ölçeğinde istatistiksel farklılık saptandı (p=0.002). Mevsimsellik toplam puanı ile mizaç alt maddesi (p<0.001) ve SKE (p=0.005) puanları arasında da pozitif korelasyon saptandı. Çalışma grubunda ruminasyon alt ölçeği puanları ile SKE (p<0.001), mizaç (p=0.012), yüksek polenli günlerden rahatsızlık (p=0.034) ve mevsimsellik toplam puanı (p<0.001) arasında pozitif korelasyon saptandı. Ayrıca, ‘en iyi hissetme’ çalışma grubunda yaz aylarında, kontrol grubunda bahar aylarında daha sıktı. ‘en kötü hissetme’ yakınması çalışma grubunda ilkbahar, sonbahar, kış aylarında daha sık bildirilmiştir.
Tartışma: Nemli ve yüksek polen düzeyi olan günler belirgin sıkıntı doğurmaktadır. Kış ve bahar ayları hastalara, kuru ve sıcak yaz ayları kontrol grubuna daha çok sıkıntı vermektedir. Astımlı hastaların anksiyetesi kontrol grubundan daha yüksektir, yaygın ve ruminatif özellikler göstermektedir. Ruminatif anksiyete de genellikle yüksek polenli havalarla ve mizaç kötüleşmesiyle yakından ilişkilidir. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2004; 5:22-27)